Geleneksel Zeytincilik terimi, "delice"nin (yabani zeytin ağacı) aşılanması, budanması ve gübrelenmesi, zeytinin toplanması ve hasadı; sofralık zeytinin konservesi ve salamurası gibi işlenmesi ve zeytinyağının çıkarılması konularında yüzyıllardır aktarılan geleneksel bilgi, yöntem ve uygulamalar anlamına gelmektedir.
Zeytin ağacının dikimi, aşılanması, budanması ve gübrelenmesi ile zeytin hasadında kullanılan yöntemler, doğaya ilişkin geleneksel bilgi ve uygulamalara dayanmaktadır. Örneğin; "delice" aşılamak, iklim ve toprak özelliklerine göre yeni zeytin fidanları yetiştirmek için yerel zeytin ağacı çeşitlerini bilmek gerekir. Ağaçların aşılanması halk takvimine göre, ağaçlar çiçek açmadan önce yapılır; yağlık zeytinler ekim ayındaki ilk yağmurdan sonra, sofralık zeytinler ise ocak ayından önce elle toplanır. Gübrelemede her hayvanın gübresi kullanılmaz, zeytin türlerine göre özel gübreler oluşturulur.
Hasat zamanının başlangıcı veya bitişi ile ilgili bazı ritüeller, sosyal uygulamalar ve festivaller vardır. Zeytinler "imece" ya da "örfene" adı verilen köylülerin bir araya geldiği, işbirliği usulüyle toplanır. Sofralık zeytinin "Taş Baskı", "Çizme", "Kırma" gibi çeşitli geleneksel yöntemleri vardır. Zeytinyağı elde etmek için farklı geleneksel yöntemler olmasına rağmen, en çok kullanılanı geleneksel taş yağ değirmenleridir.
Zeytin ağaçlarının bakımı, zeytinlerin hasadı, sofralık zeytinlerin salamura edilmesi ve zeytinyağının çıkarılmasına ilişkin geleneksel bilgi, yöntem ve uygulamalar birbirini tamamladığından; her bir uygulama süreci farklı olsa da aslında bir somut olmayan kültürel miras unsuru olarak ayrılmaz bir parça oluşturmaktadır.
Unsur, özellikle kırsal kesimdeki taşıyıcıları için sosyal ve kültürel kimliğin yaşatılmasında da önemli bir role sahiptir, çünkü zeytin ve zeytinyağını yüzyıllardır önemli ölçüde değişmeyen geleneksel yöntemlerle üretmeye devam etmektedirler. Bu nedenle, unsur, uygulayıcıları için kültürel süreklilik duygusunu güçlendirmekte ve unsuru kültürel kimliklerinin ayrılmaz bir parçası olarak algılamaktadırlar.
Hasat zamanında; "örfene" ya da "imece" (hasat zamanında yardımlaşma) veya "başak" (hasat sırasında bir miktar zeytinin yoksullar için bilinçli olarak oluklara bırakılması ve kalan zeytinleri onların toplamasına izin verilmesi) gibi sosyal ve kültürel uygulamalar ile genellikle hasat zamanında düzenlenen festivaller gibi sosyal etkinlikler de vardır. Örneğin, sezonun ilk zeytinleri sembolik olarak birlikte toplanır ve zeytinyağlı yemek pişirme yarışmaları düzenlenir. Bu uygulama ve etkinlikler topluluk içinde dayanışma, işbirliği ve uyumu artırmaktadır.
Zeytin ağacı, yaprağı ve zeytinin derin geleneksel ve kültürel anlamları vardır. Örneğin zeytin yaprağı ve ağacı "barışı", "sonsuzluğu", "bilgeliği" ve "uyumu" sembolize eder. Türkiye'de çok sayıda eski zeytin ağacı bulunmaktadır. Bunlardan bazıları bin yaşın üzerindedir ve "anıt ağaç" olarak korunmaktadır. Bu nedenle, elementle ilgili bilgi ve beceriler yerel ve ulusal düzeyde çevresel sürdürülebilirlik çabalarını da güçlendirmektedir.
Unsurun, Muğla, Bursa, Gaziantep, Hatay, İzmir ve Çanakkale illerinden Somut Olmayan Kültürel Miras Türkiye Ulusal Envanterine kaydı bulunmaktadır.
Zeytin Yetiştiriciliği ile ilgili Geleneksel Bilgi, Yöntem ve Uygulamalar, 2023 yılında UNESCO Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne kaydedilmiştir.