Hacı Bektaş Velî Dergâhı’nın en önemli bölümünü oluşturan Aş Evi’ne iki kanatlı geniş bir kapıdan girilmektedir. İki koridordan geçildikten sonra asıl Aş Evi’nin bulunduğu mekâna girilir. Buradaki birinci koridorun sağ tarafındaki küçük odada Aş Evi Babası’nın mezarı bulunmaktadır. İkinci koridorun kapısı üzerinde 1560 tarihli bir kitabe bulunmaktadır. Bu koridorun sağında Aş Evi Babası’nın odasına açılan pencere, solunda da Kiler Odası, etlerin soğutulduğu dolabın bulunduğu bölüm vardır.
Aş Evi’nin ana salonuna kemerli bir kapıdan girilir ve bu salon kuzey ve güney duvarlarına dayalı büyük bir kemerle ortadan ikiye ayrılmıştır. Salonun tam orta yerinde etlerin doğrandığı ve yağların süzüldüğü taş bulunmaktadır. Güney, kuzey ve doğu duvarlarında yemeklerin pişirildiği irili ufaklı altı büyük ocak vardır.
Aşevi Köşkü’ne girilen kapının meydan kısmına bakan iki mermerin birleştiği yerdeki mermer kitabede:
“Ey günahkar örtün yüzü kara
Ne yüz ile Hazrete karşı vara”
(951 - 1544)
yazılıdır.
Aynı sırada, Aş Evi önündeki revak kemerinin dış yüzeyindeki kitabede ise:
“Tehdit kıldı 1286 Aşhaneyi
Tak ve revakı Hasan Dede”
(1286 -1869)
yazılıdır.
Bu kitabelere bakarak revaklı kısmın sonradan yapıldığı anlaşılmaktadır. Aşevi’nde ikinci hole geçen çift kanatlı kapının üst duvar yüzündeki kitabede:
“Bina haze’l-mutbak’i mübareketi’l
Hacı Bektaş-ı Horasiyani el-mamur
Sahibü’l-hayratı Bali Bey beyni Malkoç
Rahmetullah-ı ‘aleyh sene968 (1560)”
yazılıdır.
Aşevi içinde yedi kemerli revakın 4. ve 5. kemer sütununun üst duvar yüzündeki mermer kitabede:
“Etti tamirin Türabi hane-i takin-i cedid Avni Hakk 1282”
yazılıdır.
Giriş kapısının eksenindeki büyük ocak üzerinde de Bektaşîliğe gönül verenler ile Yeniçeri Ocağı’nca kutsal sayılan Kara Kazan bulunmaktadır. Kara Kazan altı büyük parça dövme bakırın birleştirilmesi ile meydana getirilmiştir. Gövdesine ikisi büyük, ikisi küçük dört ayrı kulp yerleştirilmiştir. Kazanın ağız kenarında:“Tamir-i Selanikli El-Hac Hasan Dede sene 1290 (1874)”, “(Vakf-ı) Hacı Bektaş Velî Yadigâr Sersem Ali”ve “Vakf-ı Sultan Hacı Bektaş Velî Yadigar Sersem Ali”yazısı ile “Vakf-ı Hacı Bektaş Velî… Yadigar… İbrahim Baba 1227 (1711)” yazılıdır.
Aş Evi salonunun ocakları XIX. yüzyılda yapılmış ve Kuleli Ocak denilen şekildedir. Basık kemerli olarak, kesme taştan kapalı ateşlikleri vardır. Salonun kuzeybatısında bulaşık yıkama yeri, bunun yanında et soğutma yeri bulunmaktadır. Günümüzde bu salonun güneybatısındaki Aş Evi Babası’nın odasının ocağı ve sofrası, etnografik eserlerle tamamlanarak teşhir edilmiştir. Buraya yerleştirilen vitrinlerde döneme ait eserler sergilenmiştir.
Tasarımı ile fonksiyonel ve sembolik nitelikli mimarî unsurların ilginç bir sentezini sunan aşevinin simetri ekseni üzerinde, dış kapıyı izleyen iki koridor ile yapının doğu duvarında, Bektaşî tarikatı ile Yeniçeri Ocağı’nın alametlerinden olan Kara Kazan’ın yer aldığı ocak sıralanmaktadır. Teslim taşları ile bezeli kapılarla son bulan giriş koridorlarının sağında (güneyinde) Aşçı Baba ile Aşevi Babası’nın odaları, solunda (kuzeyinde) ise aşevinin özel kilerini teşkil eden iç içe iki birim yer alır. Dikdörtgen planlı (4.00 x 3.00 m.) ve beşik tonozlu olan Aşçı Baba Odası’nda, adı meçhul bir aşçı babaya atfedilen bir lahit bulunmaktadır. Aş Evi Babası’nın odası, nispeten büyük boyutları (6.75 x 4.00 m.) ve yemeklerin pişirildiği ana mekâna hâkim tasarımı ile ayrıcalığını belli eder. Kiler birimleri (6.50 x 3.00 m ve 4.50 x 3.00 m.), et, yoğurt, süt gibi sıcaktan zarar gören bazı ana gıda maddelerinin korunduğu, az ışık alan ve içinde hava akımı sağlanmış olan bir tür soğuk hava depolarıdır.
Kare planlı (8.50 x 8.50 m.) olan ana mekânın, ahşap tavan kirişleri, kuzey-güney doğrultusunda uzanan kesme taş örgülü geniş bir sivri kemer ile takviye edilmiştir. Burada bulunan yedi adet ocaktan en büyüğü, doğu duvarının eksenindeki Kara Kazan ocağıdır. Bereketi ve bolluğu simgeleyen Kara Kazan ancak Muharremin on ikisinde, Kerbela şehitlerine mersiyeler okunarak pişen aşûre için kullanılmakta, günlük yemek için geriye kalan iki ocaktan yararlanılmaktaydı. Mekânın kuzeybatı köşesinde de bulaşıkların yıkandığı, tarikat termilojisinde “ayakcık” tabir edilen niş yer alır. Tam ortada görülen mermer seki et doğrama, bunun önündeki mermer tekne de yağ süzme ameliyeleri içindir.
Aş Evi köşkü çok fonksiyonlu bir birim olup burada resmî konuklar ağırlanmakta, Pir Evi’nde görevli babalar dinlenebilmekte, bazen de Dede Baba’nın başkanlığında toplantılar yapılmaktaydı. Günümüzde müzenin idarî birimlerini barındıran köşkün doğusunda, kahve ocağı olarak kullanılan birim, güneyinde, misafirlere ikram edilen kuru yemiş türünden erzağın saklandığı küçük kiler odası, batısında da misafirlerin ağırlandığı ve toplantıların yapıldığı dikdörtgen planlı (7.50 x 4.00 m.) mekân yer alır.