YAŞAYAN MİRAS VE KÜLTÜREL ETKİNLİKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Deyiş

Alevi Bektaşi ozanlarının söylediği ve ayin-i cem de kullanılan tasavvufi eserlerin tümü olarak bilinmektedir.

“Hareket nardadır sacda değildir

Keramet baştadır tacda değildir

Her ne ara isen kendinde ara

Kudus’te, Mekke’de, hacda değildir”

(Hünkar Hacı Bektaş Velî)

Alevî kültüründeki şiirler 7’li, 8’li veya 11’li hecelerle hece vezni ile yazılmış ve bestelenip söylenmiştir. Deyişler belli kurallara, kalıplara ve belli düşüncelere bağlı şiir biçimidir. Ölçüde kafiyede, ayakta, nazım biçimleri aşık edebiyatı özellikleri gösterir.

Alevî-Bektâşî şiirlerinin ortak özelliği, dinsel inanış temelleri, tasavvufi yorumlar, âyet ve hadislerden yola çıkılarak ortaya konmuştur. “Ölmeden önce ölmek”, yani hayatta iken nefsi öldürmek, Hakk’a ulaşmak, Peygamberin, Hazreti Ali’nin, Oniki imamların sevgisine nail olmak; dünya malına değer vermemek sıklıkla işlenmiştir.

Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Pir Sultan Abdal, Hatâyî, Virânî, Kul Himmet, Teslim Abdal mahlaslı deyişlere sıkça rastlamaktayız.

Köylerde Alevî dedelerinin bulunduğu ortamda saz eşliğinde deyişler söylenir. Deyişleri zakir veya dede söyler. Bektaşi tekkelerinde Bektaşi babasının nezaretinde genellikle Türk Sanat Müziği makamları ile nefesler söylenirdi. Nefesler ayin-i cem denilen muhabbet sofrasında (Ali sofrasında) mürşidin izni ile söylenir.

“İşitin ey yarenler

Aşk bir güneşe benzer

Aşkı olmayan gönül

Bir kara taşa benzer

Taş yürekte ne biter

Dilinde Ağu tüter

Nice yumuşak söylese

Sözü savaşa  benzer”

(Yunus Emre)

“Bu adem dedikleri

El, ayakla, baş değil

Adem manaya derler

Suret ile kaş değil

Adem oldur ey hoca

Gıdası mânâ ola

Maksut ademden ahi

Hayal ile düş değil”

(Kaygusuz Abdal)

Deyişlerin, nefeslerin, nutukların son kıtasına gelindiğinde mahlâstaki şahsa hürmeten sağ el kalbin üzerine götürülür daha sonra elin baş ve işaret parmakları dudağa değdirilerek onun ruhuna olan saygı belirtilir, gönüllerde olduğu ifade edilir.

“Akil gel beru, gel beru

Gir gönüle nazar eyle

Görür göz, işitir kulak

Söyler dile, nazar eyle

Baştır gövdeyi götüren

Ayak menzile yetüren

Dürlü maslahat bitüren

İki ele nazar eyle

Hatayi eydür ya Gani

Veren Mevla alur canı

Evvel kendü kendin tanı

Sonra ile nazar eyle” 

(Hatai)